36: Askerlik Hakkında
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Küfrün hâkim olduğu devlette askerlik yapmak caiz değildir. Kâfirleri dost edinmek haramdır. Bazı şekillerine göre küfürdür. Dostluğun en açık göstergesi, onu korumak, savunmak ve onun daimiliği uğrunda savaşmak ya da savaşa hazır olmaktır. Durum böyle olunca Allah’ın dinini hiçe sayan, küfür kanunlarıyla hükmeden, Allah ve Râsulüne savaş açmış, İslam dini ile alay eden, memleketi ve zenginliklerini Yahudi ve Hristiyanlara peşkeş çeken, başta A.B.D. ve müttefiklerini, İsrail ve bazı küfür devletlerini koruyan, Allah dostlarını hapislere atan, halkı İslam dininden uzaklaştırmak için her türlü vesileye yol açıp destekleyen kimselerin kuruluşlarında askerlik yapmak küfürdür. Hakiki bir ikrah olmadıkça orada bir Müslüman duramaz. İkrah bitince veya kurtulma yolu bulunca fazladan bir saniye bile durulmaz. Parasal cezasını ödeyememek askerlik yapmayı caiz kılmaz. Askerlik sorunundan sıkıntı çeken kardeşlere Allah’u Teâlâ’nın şu ayetini hatırlatırım: “Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir.” (Talak, 2-3)
Elimiz kolumuz bağlı ne yapabiliriz ki? Diyen kardeşlere de şu ayeti hatırlatırım: “Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "Ne işde idiniz!" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir. Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiç bir yol bulamayanlar müstesnadır. İşte bunları, umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır. Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek bir çok güzel yer ve bolluk (imkân) bulur. Kim Allah ve Rasûlü uğrunda hicret ederek evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse artık onun mükâfatı Allah'a düşer. Allah da çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Nisa, 97-100) Rabbim yar ve yardımcınız olsun.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.