503: Çocuğunu Taciz Eden Ebeveynin Hükmü
Es selamu aleykum hocam. Hocam benim sorum şu; bir adam üvey kızının bilerek vücuduna dokunuyor ve taciz ediyorsa bunun hükmü nedir? Ve İslam’ın hakim olduğu zamanlarda bu adama hangi cezalar uygulanır? Hapse mi atılır ya da bunun cezası nedir? Rabbim razı olsun.
Ve aleykumusselamu ve rahmetullah: Hamd Allah’a mahsustur.
Muhterem kardeşim bir babanın öz kızına veya üvey kızına fark etmez, bilerek şehvetle dokunması veya cinsel taciz etmesi en çirkin ve en büyük günahlardan ve cerimelerdendir. Bırak dokunmayı, şehvetle mahreme bakmak dahi icma ile haramdır. İmam ibni Abdilber (rahimehullah) şöyle der: “Ulema mahreme şehvetle bakmanın haramlığında icma etmiştir.”1 Ve İmam ibni Teymiyye (rahimehullah) şöyle der: “Ulema yabancı kadına bakmanın haramlığında ve mahreme şehvetle bakmanın haramlığında ittifak etmiştir.”2
Eğer (üvey) babanın bu cerimeyi işlediği sabit ise, yani bu sadece şüpheden ibaret değilse o zaman bunu gizlemek ve üzerini kapatmaya çalışmak asla caiz değildir. Bilakis kızın annesi veya aileden başkası babayla konuşup onu yaptığı bu kötü işten dolayı Allah ile korkutması lazımdır, onu doğruluğa ve baba olarak ailesini güzellikle koruma mesuliyetine geri çağırması lazımdır. Eğer icabet eder, tövbe eder ve bu kötülüğü terk ederse durumu kapatmak ve yaymamak doğru olur. Tabi anne bir müddet, yani eşinin tövbesindeki samimiyetinden mutmain oluncaya kadar, eşini takip etmelidir. Eğer terk eder ve halini düzeltirse, yapılmış olan bu hatayı ilelebet kapatıp asla açmamak lazımdır.
Ama erkek uyarıdan sonra çirkin ameline devam edecekse veya anne veya aile içi başkası babayı uyarmaktan korkuyorsa, tavsiyem annenin kızını alıp evi terk etmesi olur. Ama annenin kızıyla gidebilecek bir kimsesi yoksa veya onları koruyacak bir kimse yoksa o zaman durumu Müslümanlara açması ve Müslümanlardan bu konuda yardım istemesi lazımdır. Müslümanlar da anne ve kıza yardım etmekten aciz olurlarsa polise gidip eşini şikâyet etmesi caiz olur. Bu durum kâfirle yardımlaşarak Müslümana zarar vermek değildir. Bu zalimin zulmünü def etmek için çaresizlikten kâfirden yardım istemektir.
Bu eğer baba yaptığı işin haram olduğunu kabul ediyorsa böyledir. Fakat baba üvey kızını taciz etmeyi kendine helal görüyorsa o zaman bu riddet olur. Tövbe etmez ve yaptığını terk etmezse nikâh an itibariyle bozulur ve anne kızıyla o erkeği terk etmesi lazım gelir.
Cezaya gelince, eğer baba uyarı ve nasihat ile bu çirkin amelinden vazgeçirilemiyor ise ve mevzu bundan ötürü şeri mahkemeye intikal etmiş ise o zaman kadı tacizin büyüklüğüne göre bir ceza takdir eder. Bir kere veya birden çok kere, sadece dokunma ve nerelere dokunma veya öpme, nereleri öpme ve nasıl öpmesi vesaire ayrıntılar cezanın büyüklüğünü ve ağırlığını belirler.
Ama fiilen cinsel ilişki vaki olmuşsa cezası ölümdür. Çünkü mahremi olduğunu bilerek mahremiyle cinsel ilişkiye girenin cezası İslam şeriatında her halde ölümdür. İmam et-Tirmizi (rahimehullah)’ın ibni Abbas (radıyallahu anhuma)’dan ihraç ettiği hadiste Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyuruyor:
مَنْ وَقَعَ عَلَى ذَاتِ مَحْرَمٍ قُتِلَ
“Kim mahremiyle ilişkiye girerse öldürülür.”
Ve İmam ibni Mace (rahimehullah)’ın rivayetinde “Kim mahremiyle ilişkiye girerse onu öldürün” lafzıyla gelmiştir.
Hadis her ne kadar zayıf olsa da sahabenin fetvası böyledir ve İmam et-Tirmizi (rahimehullah) hadisi ihraç ettikten ve zayıflığına işaret ettikten sonra “Ashabımızda amel bu hadisledir. Mahremi olduğunu bilerek mahremine yaklaşanın cezası ölümdür demişlerdir” der.
Ama baba üvey kızın dinen kendisine haram olduğunu biliyorsa ve buna rağmen kendisine helal görüyorsa o zaman riddettir ve tövbe etmezse İslam şeriatında cezası mürted olarak öldürülmesidir.
Tabi Türkiye İslam şeriatının hâkim olduğu bir İslam diyarı değildir. Bunun için bu hükümlerin Türkiye’de uygulanması çoğunlukla mümkün değildir.
Allah (azze ve celle) bu kızımızı ve onun gibi olan bütün kızlarımızı muhafaza buyursun. Onlara kötü niyetle uzanan bütün elleri kurutsun. Şeytana ve nefsine uymuş babaları ve umumen erkekleri ıslah etsin, tövbeyi nasip etsin ve hak ettikleriyle muamele etsin. Âmin
1- El-İstizkar, 8/432
2- Mecmuu’l-Fetva, 15/415