148: Harameyn İmamları Arkasında Namaz
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Mescid-i Haram veya Mescid-i Nebevi'de namaz kıldıran imamların arkasında namaz kılınmaz veya kılınır şeklinde mutlak bir söz söylemek doğru değildir. Muhakkak Suud halkında asıl olan İslam'dır. Ancak Suud idaresi tağuttur. Bu idarenin küfrü de artık kapalı bir mesele değildir. Bunun için Suud idaresini tasvip eden ve destekleyenler onlara hükümde ortaktır. Bu destekçilerden kimisi eliyle destekliyor kimisi diliyle destekliyor. İkisi de hükümde aynıdır. Diliyle destekleyenlerin içinde şüphesiz Suud devletinin halk indinde meşruiyetini sağlayan, halkı tağuta itaate çağıran, mücahitlere karşı savaşı doğrulayan ve destekleyen, tağut’un lehine ve mücahitlerin aleyhine dua eden, mücahitler hakkında batıl şüpheler oluşturan âlim kisvesinde şeytanlar yer alıyor. Hakkında bu ve buna benzer küfrünü gerektiren vasıflar malum olan herhangi bir yerde, herhangi bir imamın arkasında namaz kılmak caiz değildir. Ama hakkında bilgi sahibi olmadığın bir imamın sadece Mescid-i Haram'da veya Mescid-i Nebevi'de imamlık yapıyor diye arkasında namazı terk etmeyi gerektirmez. Çünkü zahiren müslümandır. Müslüman bildiği ile amel etmeye mükelleftir. Ama şu zamanda Mescid-i Haram'da veya Mescid-i Nebevi'de görev alabilmek için Suud idaresinin imamlarda aradığı şartlar nedir? Bunu bilmiyorum. Şayet bu şartlar her hangi bir imamın üzerinde ciddi bir şüphenin oluşmasını sağlayacak kadar güçlüyse tevakkuf etmek caiz olur ve mutlak olarak bu iki mescitte imamların arkasında namazı terk etmeyi evla kılar. Bu durumda namazları şüphelerden arî olan veya herhangi bir mahalle mescidinde kılar. Ama cemaati terk etmez. Allah-u Alem.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.