553: Kâfire Güzel Muamele Küfür Olan Dostluk mudur?
es-Selamu aleykum. Ben iki yıla yakın bir süredir Müslümanım ve çevremde iki kişi hariç hep müşrikler var. Ben aileme davet yaptım lakin kabullenmediler, akrabalarımın da bazısına yaptım çoğu da yapmayı bekliyor. Ben de bu süreçte onlara yakın oluyorum, ziyaret ediyorum, sohbetlere katılıyorum, tokalaşıyorum, sarılıyorum, öpüyorum vs. Kalben onlardan ve amellerinden beriyim lakin böyle fiillerim de var. Sorum ise şu; bu fiillerim (sarılmak, öpmek, muhabbet) dostluk manasına gelir mi? Bayramlarda akraba ziyareti, büyüklerin elini öpmekte sakınca var mı? Ayrıca belirtmek isterim ki, ben bu fiillerden kaçınsam eğer beni çok soğuk görürler ve uzaklaşırlar, dışlayabilirler. Karakterim gereği bana soğuk davranan birine davet yapamıyorum. Zaten onlar da beni soğuk görüp sözlerime önem vermeyebilirler. Bu detayı da göz önüne almanızı rica ederim. Sorum çok acil, cevaplarsanız sevinirim. Selametle kalın.
Ve aleykumusselamu ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.
Muhterem bacım, akrabalık haklarını gözetmek için veya insanlarla güzel muamelede bulunmak için aynı dinden olmanız şart değildir. Bilakis sorunuzda bahsettiğiniz gibi davranmak dinen emredilmiş olan güzel ahlaktandır. Kâfirle dostluğu ulema büyük ve küçük olarak ikiye ayırmışlardır. Büyük dostluk insanı İslam’dan çıkaran dostluktur, küçük olan da İslam’dan çıkarmayan dostluktur.
Büyük dostluk kâfiri dininden ötürü sevmek veya kâfire Müslümanların aleyhine yardımcı olmak veya küfürlerinde onlara muvafakat etmek, onları doğrulayıp desteklemektir. Bu tür dostluk küfürdür.
Küçük dostluk, kâfiri inkar ve buğz etmekle beraber ona ihtiram ettiğiniz ve ona değer verdiğiniz manasına gelen davranışlardır. Mesela onlarla selamlaşmak, onlara ikramda bulunmak, onlarla oturup sohbet, muhabbet etmek bu tür dostluktandır.
Bu insanın dinine zarar vermez. Hatta mahalline göre lazım gelir. Mesela müşrik, kâfir anne baba da veya böyle olan akrabalar da veya arkadaş çevresi veya davet kitlesi veya yol arkadaşı veya sınıf arkadaşı vs. kişilerde güzel ahlakın gerektirdiği elbette de güzel muamelattır.
Allah (subhanehu ve teâlâ) şöyle buyurmuştur:
لَّا يَنْهَاكُمُ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُم مِّن دِيَارِكُمْ أَن تَبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُوا إِلَيْهِمْ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ. إِنَّمَا يَنْهَاكُمُ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُم مِّن دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَىٰ إِخْرَاجِكُمْ أَن تَوَلَّوْهُمْ وَمَن يَتَوَلَّهُمْ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
“Sizinle din hususunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı Allah size yasaklamaz. Muhakkak ki Allah adaletli davrananları sever. Allah ancak sizinle dininiz sebebiyle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş kimseleri veli edinmenizi size yasaklar. Kim onları veli edinirse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” (el-Mumtehine sûresi; 8,9. ayetler)
Ve Allah (subhanehu ve teâlâ) şöyle buyurmuştur:
لَّا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ أُولَٰئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُم بِرُوحٍ مِّنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ أُولَٰئِكَ حِزْبُ اللَّهِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Rasûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Ondan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbidir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.” (el-Mucadele sûresi; 22. ayet)
Bunun için davet etmek istediğiniz kişi Allah ve Rasûlüne düşman birisiyse ona yakın değil uzak olmanız, buğz edip teberri etmeniz lazım gelir. Veya davet ettiğiniz kişiden siz etkilenecek ve dinen fitneye düşecekseniz o zaman da uzak durmanız lazım gelir.
Ama bu durumların haricinde kadın veya mahreminiz olma şartıyla sarılmanız vs. muhabbet alametleri göstermenizde bir beis yoktur. Allah’u A’lem.