260: Namazda Dua
Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.
Kişinin namazı esnasında dua etmenin meşru olduğu yerlerde dilediği sözlerle dua etmesi caizdir.
Namaz esnasında duanın meşru olduğu yerler secdelerdir ve tahiyattan ve salâvatlardan sonra son oturuştur. Rükû daha ziyade Allah (celle ve âlâ)’yı tazim etme mahallidir. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) “Ama rükûda Rabbi tazim edin” buyurmuştur. Bununla beraber Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) rükûda çok hafif de olsa dua etmiştir. Aişe (radıyallahu anha) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in rükûda ve secdede çokça şöyle dediğini aktarır:
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي
Ama şüphesiz namaz esnasında asıl dua mahalli secde ve son oturuştur.
“Dilediği sözlerle” derken kast ettiğim Allah (subhanehu ve teâlâ)’nın celaline laik bir dille ve mubah işler için dua etmektir. Muhakkak evla olan Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’den rivayet edilmiş olan dualarla dua etmektir. Lakin kişinin kendi sözleriyle de dua etmesi caizdir. İmam Muslim (rahimehullah)’ın ibni Mesud (radıyallahu anhu)’dan tahriç ettiği hadiste Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) tahiyattan sonra “sonra dilediğini yahut sevdiğini istemekte muhayyerdir” buyurmuştur. Bunun için mubah olma şartıyla dilediği için dua edebilir.
Ama kast ettiğiniz kişinin kendi dilinde dua etmesiyse, bunda ulema ihtilaf etmiştir. Buna cevaz vermeyip namazın batıl olacağını söyleyenlerde var, kerahetle beraber cevaz verenler de var, sadece Arapça bilmeyene cevaz verenler de var.
İmam ibni Teymiyye (rahimehullah) namazda vacip olan zikirler haricinde kalan zikirler ve dualar için üç görüş zikrediyor:
- Arapçadan başka dille yapılması caiz değildir ve yapıldığı takdirde namaz batıl olur. Bu görüşü İmam Malik, İmam İshak ve İmam eş-Şafii’nin ashabının bazılarından naklediyor.
- Arapçadan başka dil ile yapılması mekruhtur ama namazı batıl yapmaz. Bu İmam eş-Şafii’den mensus olan görüştür.
- Arapçayı bilmeyen veya Arapçası iyi olmayan için caizdir. Bu Hanbelilerin görüşüdür. (İktidau’s-Sirati’l-Mustakim 203-204)
Ve İmam ibni Abdilber (rahimehullah) namaz içinde Arapçadan başka dille yapılacak dualar için şöyle diyor: “(Duayı) Arapça yapabilen için caiz değildir, lakin Arapça yapamayan için sahih olan görüşe göre caizdir.” (et-Temhid 1/141)
Ve Bedruddin ez-Zerkeşi (rahimehullah) da namaz içerisinde duaları Arapça yapabilecek için caiz değildir ama Arapça yapamayın için caizdir diyor. (el-Mensur fi’l-Kavaid 1/282)
Binaen aleyh kişi vacip dualar haricinde kalan Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’in “sonra dilediğini yahut sevdiğini istemekte muhayyerdir” kavline dâhil olan duaları Arapça yapamayanın kendi dilinde yapmasında inşallah bir beis yoktur. Bununla beraber ezbere bildiği Arapça dualarla yetinmesi ve yapmak istediği duaları Arapçasıyla ezberlemesi ve Arapça dua etmesi daha evladır. Allah-u Âlem.