346: TV İzleyen Eşime Nasıl Muamele Etmeliyim?
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Bir Müslümanın genel anlamda televizyon izlemesi, nafile kılmaması, kuran okumaması, Allah korkusundan dolayı gözyaşı dökmemesi, teheccüt namazına kalkmaması, ibadetlerinde gevşek davranması o kimsenin çok günah işlediğine ve kalp hastalığına işaret eder. Kalp sağlıklı olursa kişi nafilelere düşkün olur, Kur’an’dan her gün nasibini alır, günahlardan uzaklaşır, rahatlıkla oturup haramlara bakmaz.
Hastalanan ve hastalığı ciddi olan bir kimse hastane, doktor ve ilaç diye nasıl koşturuyorsa ve tedavi ile ilgileniyorsa, kalbinin hastalandığını gören bir Müslüman derhal tedavi işine başlaması ve bu hastalığını gidermelidir. Aksi halde helaka doğru ilerler. Kalp tedavisi beden tedavisinden daha önemlidir. Çünkü beden ihmal edilirse en fazla sonuç ölüm olur. Ama kalp tedavi edilmezse Allah korusun sonucu cehennem olabilir.
Televizyon konusuna gelince, tavsiyem bu şeytanı evinizden uzaklaştırmanızdır. Malumunuzdur ki televizyon kanalları genellikle Yahudi, Hristiyan, Mason, Laik ve fasıkların elindedir. Her bir fırka kendi inanç ve ideolojisini yaymaya çalışmaktadır. TV’nin aile ve çocukların terbiyesi üzerinde çok ciddi zararları vardır. Müslümanları dinlerinden soyutlayan, kadını kocasına ve kocayı karısına karşı soğutan, Avrupa küfrünü süsleyip meşrulaştıran, Tağut’ların büyük silahı olduğunu unutmamamız gerekir.
Tavsiyem eşinize bu konuda çok nasihat etmeniz, yeri geldikçe tavır koymanız, bu hastalıktan kurtulmak için çok dua etmeniz ve mücadelede sabretmenizdir. İbadete teşvik etmek, beraber kitap okumak ve hayırlı amellere yardımcı olmanızı yine tavsiye ederim. Sıkılınca evde meşru şeylerle teselli olmak, faydalı şeyleri kullanmak gerekir. İmam Şafii (rahimehullah) derki: “Nefsini hak ile meşgul etmezsen nefsin seni batıl ile meşgul edecektir.”
Rabbim cümle Müslümanları bu hastalıklardan korusun. Kendisine hakkıyla kulluk yapan kullarından eylesin. Amin.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.