357: Yalan Söyleyerek Hacca Gidenin Durumu
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Hacca giden kişi eğer hac ibadetlerinin rükün olanları eda ederse hac yerine gelmiş olur. Eğer vacipleri yerine getirmemişse kurban keserek telafi eder. Sünnetleriyle beraber hepsini eda ederse kâmil olarak yerine geçmiş olur. Bütün ibadetlerin dünya yönü yani zimmetinden düşme yönü, birde uhrevi yönü yani kabul edilip sevaba nail olma yönü vardır.
Bir amelin kabul edilmesi için üç şart vardır.
- İhlas. Sadece Allah rızası için yapacak
- Amelin salih olması. Yani bid’at olmayacak, kuran ve sünnete mutabık olacak.
- O amelin rükün, vacip ve sünnetleri varsa en azından rükün, eksiksiz olmaması için vacip ve tam kamil olması içinde sünnetlerini eda etmesi gerekir.
Ameli iptal eden durumlar vardır. Şirk, riyakarlık, bid’at, rükünlerin eda edilmemesi, haram ve isyanlara bulaşmak.
Aldatarak ve yalan söyleyerek hacca giden kişi aldatma ve yalan söyleme sebebiyle harama girmiş olur. Kasap olmadığı halde “Ben kasabım” veya bilmiyorsa “ben biliyorum” derse yalana girmiş olur. Dünya hükümlerinde hac farizası ondan düşmüş olur. Ahiretteki durumunu Allah (subhanehu ve teâlâ) belirleyecektir.
Onun gibi haram parayla giden kişi, dünya hükümlerinde hac farizası ondan düşmüş olur ama ahiretteki durumunu Allah (subhanehu ve teâlâ) belirleyecektir. Dilerse eksik kabul eder, dilerse ret eder.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
من غشنا فليس منا
“Bizleri aldatan bizden değildir” (Müslim) buyurmaktadır. Müslüman kişi hayırlı bir amel yapacaksa, haram vesilelerle o amele bulaşmamalıdır.
Her şeyi en iyi bilen Allah-u Teâlâ’dır.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.