364: Yürüyüşe Katılmak
-A A+A

364: Yürüyüşe Katılmak

SORU
Es selamu aleykum, Yaşadığımız düzen malumunuz olduğu üzere bizim inancınıza göre idare edilmediğimiz bir düzen, böyle bir ortamda müslümanlar isteklerini dile getirmek, bir konuda tepkilerini belirtmek için yürüyüş, miting düzenleye bilirler mi? Böyle bir eyleme erkeklerin ve özellikle kadınların katılması caiz midir? Erkeklerden ayrı olarak, erkeklerin arkasında tesettürlerine riayet ederek kadınlar da yürüye bilirler mi? Bu tür eylemler demokrasiyi kabulleniş olarak algılanır mı? İslami bir düzende bu tür eylemlerin yeri var mıdır? Pazar günü (25 Ocak 2015) Peygambere yapılan hakaretlere tepki vermek, Peygambere sevgimizi dile getirmek maksatlı bir yürüyüş planlanıyor, bu sebeple o tarihten önce soruyu cevaplarsanız müslümanlar olarak tavrımızı belirleriz inşaAllah.
CEVAP

Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.

Değerli bacım, toplumun mevcut bir zulmü idareye şikâyet etmesinin değişik yolları vardır. Bu yollardan bazıları meşrudur ve bazıları meşru değildir. Asıl itibariyle halkın toplanarak zulmü idareye şikâyet etmesine dinimizde bir mani yoktur. İmam Ebu Davud (rahimehullah)’ın tahriç ettiği hadiste İyas bin Abdullah bin Ebu Zubab (radıyallahu anhu) şöyle diyor:

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « لاَ تَضْرِبُوا إِمَاءَ اللَّهِ ». فَجَاءَ عُمَرُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ ذَئِرْنَ النِّسَاءُ عَلَى أَزْوَاجِهِنَّ. فَرَخَّصَ فِى ضَرْبِهِنَّ فَأَطَافَ بِآلِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- نِسَاءٌ كَثِيرٌ يَشْكُونَ أَزْوَاجَهُنَّ فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- « لَقَدْ طَافَ بِآلِ مُحَمَّدٍ نِسَاءٌ كَثِيرٌ يَشْكُونَ أَزْوَاجَهُنَّ لَيْسَ أُولَئِكَ بِخِيَارِكُمْ

“Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah'ın cariyelerini (kadınları) dövmeyiniz.” Bunun üzerine Ömer Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelip: “Kadınlar kocalarına karşı gelmeye başladılar” dedi. Bunun üzerine kadınları dövmeye ruhsat verdi. Bundan sonra birçok kadınlar Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in hanımlarını “kuşatarak” kocalarından şikâyetçi oldular. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Gerçekten Muhammed’in ailesine kocalarından şikâyetçi olan birçok kadınlar geldiler ve (ailemi) sardılar. (Kadınlarını dövenler) sizin hayırlılarınız değildir!”

Hadiste ki şahit birçok kadınların toplanıp Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in zevcelerini “kuşatmaları” ve bu surette kocalarını Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e şikâyet etmeleri ve Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in kadınların bu davranışını inkâr etmemiş olmasıdır.

Bunun gibi mevcut bir münkere karşı toplumsal bir tepki vermek de aslen dinimizde men edilmemiştir. Bilakis durumuna göre toplumsal inkâr (kıyam) vacip olabilir. Şayet halkın kıyam edecek kudreti yoksa neye muktedir ise onunla mükellef olur. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ

“Sizden her hangi biriniz bir munker görürse onu hemen eliyle değiştirsin. Eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin. Ona da gücü yetmiyorsa kalbiyle değiştirsin. Bu imanın en zayıfıdır.”

Bu surette İslam toplumunun münkeri inkâr etmesinin örnekleri İslam tarihinde çoktur.

Elbette müslümanların Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e yapılmış olan hakaretten razı olmadıklarını, bunu inkâr ettiklerini ve bu hakareti yapanlardan, bunu yapanlara arka çıkanlardan ve bunu yapanlarla beraber olanlardan beri olduklarını izhar etmeleri gerekir. Toplumsal bir surette beri olduklarını ortaya koymaları muhakkak çok daha etkilidir.

Lakin bu tepki siyasi bir gayeye hizmet edecek ise, yani siyasi partilerin düzenlediği veya siyasi partilere yakınlıklarıyla bilinen sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenmiş yürüyüşler veya mitingler ise o zaman Müslümanlar uzak durmaları gerekir.

Bununla beraber halkın münkeri inkâr etmesi aslen övülen bir hareket olsa da demokratik nizamlarda yürüyüş ve benzeri tepki faaliyetleri halkın demokratik hakkı olduğunu da unutmamak lazım. Bunu “Müslüman yürüyüş yaparsa demokratik hakkını kullanmıştır ve böylece demokrasiyi doğrulamış ve güçlendirmiş olur” diye demiyorum. Bundan bunu çıkarmak cahilliktir ve doğru değildir.

Ama şunun için söylüyorum: Demokratik hak olarak tabir edilen bu yürüyüşler vs. şeyler hakikatte sadece halkın hakiki tepki kudretini zayıflatan ve inkârını ifsat eden tağutun tuzaklarıdır. Zira halka kudret sahibi olduğunu vehmettiriyor. Ama hakikatte bu kudret sanal ve idarenin hükmü altındadır. Çünkü bu tepkinin hak olmaktan çıktığı sınırları vardır. Bu sınırlar aşıldığında hak cerimeye dönüşüyor. Pekâlâ, bu sınırları tayin eden kim? Tağuti idare!

Şu halde sana tanınmış olan hakkı muhafaza edebilmen için sınırları aşmaman lazım. Yani tepkini idarenin izin verdiği kadar vermen lazım. Yani sistemde yerini alman lazım.  

Ama biz müslümanız ve bizim davranışlarımıza sadece şeriat ölçüdür. Allah (subhanehu ve teâlâ)’nın Rasûlü Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e indirdiği şeriat dışında hiçbir nizam bizi bağlamaz. Tüm maslahatlar bu şeriattadır ve tüm mefsedetlerin izale yolları da sadece bu şeriattadır.

Bazı münkerler vardır ki bunların inkârı kıyamı gerektirir. Kıyama kudret olmadığı takdirde kıyamın hazırlığını gerektirir. Şeran matlup olan budur. Fakat halk kendisine kendisini kandırmak için sunulan sanal kudretle yetindiği zaman, yani yürüyüş hakkı, miting hakkı vs. gibi, o zaman aslen şarinin talep ettiği inkâr ifsat edilmiş olacak.

Muhakkak tümünü yapamamak bazısını yapmaya engel değildir. İnsan gücü yettiği ile mesuldür. Dolayısıyla Müslümanların ani tepki olarak yürüyüş ve benzeri hareketlerde bulunmalarında bir beis yoktur, ancak bu üslubu menheç edindikleri zaman bahsettiğim şeran matlup olan inkâr ifsat olur ve yaptıklarından fayda da hâsıl olmaz. Zira bazı münkerler şiddetli bir inkârı ister. Şiddetli bir tepki o hale münasip olur. Ama hale münasip olan tepkiyi vermeyince fayda hâsıl olmadığı gibi belki de zarar meydana gelir. Ve diğer büyük zarar zamanla sistem uyumlu olmaları ve sistem uyumlu çalışmalarıdır. Allah (celle ve âlâ) ayaklarımızı sahabenin menhecinde sabit kılsın. Amin.

Binaen aleyh derim ki: Menheç edinmeme şartıyla ani, fevri tepki olarak yürüyüş, miting ve benzeri toplumsal şikâyetlere veya inkârlara katılmak şeri ölçüleri aşmamak şartıyla aslen mubahtır. Veya muteber bir maslahata binaen bir hale mahsus olmak üzere düzenlenmiş ve daimi surette bu tür eylemlere katılmak yine şeri ölçüleri aşmamak şartıyla aslen mubahtır. Ama nebevi üsluptan çıkmış ve demokratik sistemin irade gösterilerine dönüşmüş yürüyüş vs. eylemlere katılmak caiz değildir. Allah-u Âlem.

Kadınların bu tür eylemlere katılmasına gelince, tesettür, ihtilat nehyi vs. gibi şeri ölçülere riayet ederek olursa ve can ve mal güvenliği sağlanılırsa aslen bir mani yoktur. Allah-u Âlem.

8 Ağu, 2017 Tarık Ebu Abdullah
Etiketler: Protesto, Miting