Ey Şair Gerçekten Sadıksan
Kitabeti, Hitabeti ve kınamayı bıraktım
Kasideler dizip hutbeler yazmaktan sıkıldım
Ümmet kendisinden çalınan izzete
Geri dönsün diye bir yol arayışına girdim.
Kanlar içinde kalmış bir yol gördüm,
Uzaktan hafif hafif izlemeye koyuldum
Bir de baktım ki bu yol cihad yolu
Üzerinde araplardan ve acemlerden sadık gençler var
Onlara sordum; Hiç şiir yazan veya okuyan ile
Er meydanında Allah yolunda savaşan
Ve asla yarım kalmaktan korkmayanlar bir olur mu?
Beni sımsıkı saran kalbe rıfk ile süzülen
Sadakat dolu sözler duyuverdim
Cihadı farz kılana yemin olsun ki hayır!
Şiir okuyan veya yazan ile
Kanı göğsünden aşağı doğru süzülen
Müheymin’e bir nefis satıp
Karşılığını yalnızca ondan bekleyen asla bir olmaz!
Ehli ile beraber geride kalmışlardan olan ile
Ahbabı terk edip gariplerden olanlar tabi ki farklıdır!
Ben ümmete soruyorum!
Ulemasına, Ümerasına, Şuarasına, Şeref sahibi kim varsa!
Anneler ağlarken, kızları tecavüze uğrarken sözler fayda eder mi?
Ahlarınız vahlarınız bu yüzüstü bırakılmışlığı ve kederi izale eder mi?
Hiç hitaplarınız bu küfrü def eder de gasp edilmiş Aksa’yı kurtarır mı?
Hiç İslam dini sebeplerden yoksun olan bir akide dini midir?
Kim İslam’ın cihaddan ve sebeplerden
Yoksun bir akide olduğunu iddia ederse yalancıdır!
Cihad bizim dinimizde bir rükündür.
Ve Cihadımız ikidir. Def ve Talep Cihadıdır.
Ey Şair! Eğer gerçekten sözlerinde sadıksan,
İşte burası edep makamıdır!
Makinalıların namlusu dizelerimin kaynağı!
Ve bu naralar düşmanlara hutbelerdir!
Eğer şairler şiirlerini mürekkepler ile yazdılar ise!
Bizim kanlarımız göğsümüze şiirler yazdı!
Eğer mucitlere mürekkep ile veya
Altın suyu ile yazılan bir şehadet takdim edilecekse,
Benim şehadetim kan ile yazılır!
Benim şehadetim vallahi en yüce rütbedir!
Tercüme: Ebu Mervan el-Halili