1: "Kuddise Sirruhu" Manası ve Hükmü
Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.
Değerli kardeşim قُدِّسَ سِرُّهُ (kuddise sırruhu) faili meçhul olmak üzere قَدَّسَ الله سِرَّهُ (kaddesallahu sırrahu) manasındadır. قَدَّسَ (kaddese) lügatte بَرَّكَ (berrake=bereketli kılmak, berektle dua etmek) ve طَهَّرَ (tahhera=temizlemek, arıtmak) manalarına gelir. İbni Manzur rahimehullah şöyle der: لا قدَّسَهُ اللهُ أي لا بارَكَ اللهُ عليه (Allah onu takdis etmedi, yani ona bereket, bolluk, hayır vermedi).”
İmam et-Taberani rahimehullah’ın tahriç ettiği hadiste Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) şöyle buyuruyor:
لا يُقَدِّسُ اللَّهُ أُمَّةً لا يَأْخُذُ ضَعِيفُها حَقَّهُ مِنْ شَدِيدِهَا
“Zayıf olanın güçlü olandan hakkını almayan ümmeti Allah takdis etmez (hayır murad etmez ve onu arındırmaz).”
سِرَّهُ (sirrahu) ise gizlisi, sırrıdır. Sırri olan nefis, ruh veya imandır. Çünkü bunlar bedende gizlidirler. Bu manada kullanıldığı zaman, yani Allah onun ruhunu arındırsın, temizlesin manasında kullanıldığı zaman hayır duadandır ve aslen kullanılmasında bir beis yoktur. Bu manada ulema da bu ifadeyi kullanmıştır.
Lakin tasavvuf ehli arasında sır farklı kullanılıyor. Zira tasavvufta ilim ikidir: Zahir ilim ve batın (gizli) ilim. Bu sırlar iddialarına göre “evliyaya” ilahi bir hibe olan ledün ilmidir. Bu manada tasavvuf ehli “Allah onun sırrını takdis etsin” derken hakikatte o zatın hangi halini kast ediyor? Allah-u Alem. Bu sözüyle sahih akideye muhalif bir şey de kast ediyor olabilir.
Her haliyle ihtimalli manalardan kaçınmak ve “Allah ondan razı olsun, Allah ona rahmet etsin, Allah onun günahlarını affetsin” ve benzeri şüphesiz ifadeler kullanmak doğru olandır. Allah-u Alem.