145: Hamilelikte Bebeğin Hastalıklı Durumu
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Allah yardımcınız olsun. Çocuğunuza şifa versin. Anne karnında çocuğun aldırılma meselesinin tafsilatı şu yöndedir: Çocuk anne karnında dört merhale geçirir. Birinci merhale nutfe yani meni, ikinci merhale alaka yani kan pıhtısı, üçüncü merhale mudğa yani çiğnemlik et parçası ve son merhale ruhun üfürülmesi. Bebeğin her hali canlılık halidir. Asl olan onu aldırmamaktır. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ümmetine çoğalmayı teşvik ettiği duruma zıttır.
Ruh üfürüldükten sonra âlimlerin ittifakıyla çocuk annenin ölümüne sebep olmadığı müddetçe alınmamasıdır. Diğer merhalelerde aldırmanın günahı merhale merhale düşer.
Kırk gün dolmadan bebeği aldırmanın hükmü hakkında âlimlerimiz ihtilaf etmişlerdir. Haram diyen, mekruh diyen ve mübah diyenler vardır. Bu konuda tercih edilen görüş zaruret olmadığı müddetçe alınmasının caiz olmayışıdır. Eğer kırk günden önce aldırma zaruriyeti doğarsa, güvenilir doktorlar bu konuda aldırmanın gerekliliğini söylüyor ve bu cenin anneye ciddi sıkıntılara sebebiyet verecekse birçok ilim ehli “Zaruretler mahzurlu şeyleri mübah kılar” kaidesince zarureten aldırılabileceğini söylemektedirler.
Harameyn fetva kuruluda, zaruret ve tercih edilen maslahat varsa kırk günden önce aldırılabileceğini söylemektedirler.
Bebeğin geçim sıkıntısı, onu terbiye etme zorluğu ve annenin büyütmede meşakkat çekmesi zaruret kısmına girmez. Zaruret; anne için sağlıkta ciddi sıkıntılar çekmesi, annenin hayati tehlikeler çekmesi vb. gibi durumlar olarak bahsedilmiştir.
Benim görüşüm ciddi bir zaruret olmadığı müddetçe aldırmamaktır. Bu olacak olan çocuğun özürlü olup olmayacağı kesin değildir. Hangi çocuğun sizlere daha hayırlı olacağını bilemezsiniz. İmkan olursa güvenilir başka doktorlara danışın. Rabbim sizin için doğru karar almayı nasip ve müyesser etsin. Sizlere ve bütün Müslümanlara selamet versin.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.