218: Korku Şirki Nedir?
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
İnsanın hissettiği korkunun dört çeşidi vardır:
- Korku şirki: Eğer bir insan bir kabirden veya yaşayan bir insandan veya bir cinden veya bir puttan Allah’tan korkar gibi korkarsa, o kabrin veya o kişinin elinde fayda olup o faydayı engelleyeceğini ve zararın elinde olup ona zarar vereceğini itikad ederse, bu çeşit korku şirke götürür, sahibini dinden çıkarır. Müşriklerin korkusu bu idi, Müslümanları putlarıyla korkuturlardı. Eğer putları kızdırırsa, o putlar ona zarar verecek veya ulaşacak olan faydaya mani olacaklar.
Günümüzde bazı kabircilerde bu tip bir korku olur. Şeyhinin veya kabir sahibinin kızması durumunda ona zarar vereceğini veya hayırlardan mahrum bırakacağını itikad eder. Bu tür korku insanı şirke düşürür.
Bu korkular şeytandandır Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: “İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.” (Al-i İmran, 175)
Bu ayet iki türlü tefsir edilir. Ya şeytan, kendi dostlarını yani şeytanın izini takip eden onun yolundan giden dostlarını korkutur yahut insanları kendi dostlarıyla korkutur. Sanki dostları her şeye kadirdirler, hayır ve şer ellerindedir.
Şeytanın vesvesesinden Allah’a sığınmak gerekir. Ondan ve dostlarından değil sadece yüce Allah’tan korkmak lazım.
- Dünyevi menfaatleri kaybetmekten veya bazı şahıslardan korkması sebebiyle cihadı terk etmesi veya emri bil maruf ve nahyi anil münkeri yapmamasına sebep olan korku buda haram olan, günahı olan korkudur.
- Allah-u Teâlâ’nın gazabından ve cezalandırmasından duyduğu korku. Buda imanın en üstün mertebelerindendir.
- Tabii korku. Karanlıktan veya ateşten veya yırtıcı hayvandan veya şerli zalim insan ve zarar veren cinlerden korkması gibi korku. Bunda bir günah yoktur.
Rabbim cümlemizi sadece kendisinden hakkıyla korkan müminlerden eylesin.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.