243: Miras İçin Mahkemeye Gidilirmi?
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Babanızın hayatta iken evi üvey anneye devretmesi hibe kısmına girer. Kişi hayatta iken malının bazı kısmına birilerine hibe edebilir. Ancak eğer çocuklarına hibe edecekse çocukları arasında cumhuru ulemaya göre hibeyi adil yapması müstehaptır.
Şeyhul islam İbni Teymiye ve İbni Hazım gibi âlimlere göre adil olması vaciptir. Delil olarak Numan Bin Beşir (radıyallahu anh)’ın rivayetini getirirler. Babası ona malından bir şey verir. Babası Beşir Bin Sinan, Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek oğluna malından verdiğini söyler. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Her çocuğuna bu kadar verdin mi?” diye sorar. Hayır cevabını verir. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şunu der: “Allah’tan korkun ve çocuklarınızın arasında adalet yapınız!” buyurur.
Başka rivayette: “Beni buna şahit tutma, zira ben zulme şahitlik etmem!” buyurur. (Ebu Davud)
Çocuklar arasında anlaşmazlık, kavga ve nefret oluşmaması için malından bir şey hibe edecekse adil olup her birine eşit bir şekilde dağıtması gerekir. Babanın çocuklara yaptığı harcama iki kategoride toplanır:
Bir: Zaruri ihtiyaçlarını giderirken yaş farkı, ihtiyaç farkı, çocuğun babasına daha çok iyilik yapması veya çocuğun babası için harcadığı paranın çokluğuna göre farklı harcamalar yapabilir.
İki: Zaruret dışında iyilik babından bir şey bağışlarken veya bırakırken aralarında adil davranması gerekir.
Babanızın durumunu bilmiyorum ama evi diğer hanımının ismine yazdırması zahiren haksızlık olmuş. Zahiren şeriata göre bir hak talep edemezsiniz, çünkü hayatta iken birine malından hibe etmiş. Ama üvey anneniz ve kardeşlerinizle konuşup kabul ederlerse babanızın yaptığı hatayı düzeltebilir, iki hanım ve çocuklarına o evi miras ahkamına göre paylaştırabilirsiniz. Kabul etmezlerse ecrinizi Allah’tan beklemelisiniz.
Anlaşmazlık konularında tağutî mahkemeye gitmek caiz değildir. Tağuti mahkemeye ancak münafık tipli kimseler gider. Müslümanlar, gerçek Müslüman iseler anlaşmazlıklarını şeriata yani şeriat bilgisini iyi bilen kimseye götürür, sorunlarını İslam’a göre çözerler. Allah’u Teâlâ en doğrusunu bilendir.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.