338: Tesbih Namazı Bid'at Mıdır?
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.
Tesbih namazı âlimler arasında ihtilaf konusudur. Bazı âlimler tesbih namazını müstehap görmüş kılınmasında fazilet vardır demişlerdir. Bu konuda birkaç hadise dayanmaktadırlar. Fakat gelen hadisler zayıf hadislerdir. Bu konuda sahih bir rivayet yoktur. Özellikle hakkında İbni Abbas’ın (radiyallahu anh) kanalıyla Ebu Davut, Tirmizi ve İbni Mace’den gelen Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Abbas’a tavsiye ettiği rivayet gelmektedir. Bu hadis hakkında ciddi ihtilaf bulunmaktadır. Darakutni, Hatib Bağdadi, Hakim, Suyuti, İbni Hacer ve Elbani gibi hadis âlimleri sahih görseler de bir çok ilim ehli yanında bu hadis sahihten bir derece aşağı olan hasen mertebesinde saymışlardır.
Bir kısım âlimler tesbih namazını tasvip etmemektedirler. Onlardan biri Şeyhul İslam İbni Teymiye (rahimehullah)’tır. Bu konuda şunu der: Bu namazla ilgili gelen rivayet batıldır. Bu namazı imamlardan kimse müstehap görmemiştir. Ne Malik, ne Ebu Hanife, ne Şafii nede Ahmed (rahimehullah) müstehap saymamışlardır.
İbni Teymiye (rahimehullah) bu gelen hadisin hem seneden hemden metnen sorunlu olduğunu söyler. Metnen şu eleştirileri yapar:
- Eğer böyle bir namaz olsaydı hem Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu namazı kılar hemde sahabesi kılardı. Her hayırda bizleri geçen bu zatlardan kıldıklarına dair bir rivayet gelmemiştir.
- Böyle bir ibadet kalbi arındırmaz. Çünkü hadiste “ya günde bir defa kıl yada haftada bir defa yada ayda bir defa yada senede bir defa yada ömürde bir defa kıl.” denmektedir. Normal bir namaz ibadeti günlük yapılan bir ibadettir. Onunla kalpler tezkiye bulur. Ama böyle bir namaz ya günde bir defa yada… ömürde bir defa kıl deniyor, ömürde bir defa kılınan namaz kişiyi tezkiye etmez. Ömürde yapılan bir ibadet vardır, oda gücü yetene hac etmesidir. Bir defa olmasının sebebi külfetli, meşakkatli ve zor bir amel olduğundandır. Hâlbuki böyle bir namazın ne külfeti nede meşakkati vardır.
Şahsen benimde meylettiğim görüş, bu namazı kılmamak, yerine sahih gelen sünnet ve ibadetlere sarılıp onları yapmaktır. Sahih sünnet olan ibadetlerde fazlasıyla kifayet vardır.
Bununla beraber bu namaza bid’at deyip kılanlara itiraz edilmemesi gerekir. Çünkü bu konuda zayıf hadisler gelmiştir. Ulemadan büyük bir kısımı bu namazın kılınmasında fazilet vardır demişler ve kılınmasını tasvip etmişlerdir. Allah-u Teâlâ en doğrusunu bilendir.
Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.