387: Kâfir Annemin Eşine Yüzümü Açabilir Miyim?
Selamun aleykum hocam, Allah (azze ve celle) bileklerinize güç ilminizi bereketlendirsin benim sorum üvey babamın yanında yüzümü açabilir miyim? Annem deist, üvey babam ise asker bu konu hakkında beni bilgilendirirseniz çok sevinirim rabbim sizi korusun.
Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.
Muhterem bacım sual ettiğiniz konuda iki mesele vardır.
Birincisi annenizin eşi sizin mahreminiz midir?
Ve ikincisi ecnebi erkeğe yüzün açılması caiz midir?
Evvela, deizm felsefi ve küfür olan bir görüştür. Deizm sırf yaratıcının varlığını kabul eder. Umumen semavi dinleri, semavi kitapları, Rasûlleri, ahireti, cennet, cehennemi, kaderi, dirilişi ve hesabı inkâr eder. Dolayısıyla her kim kendini bu inanca nispet ederse kâfirdir.
Sonra, annenizin eşi size mahrem midir meselesine gelince, ilelebet mahremiyet üç yolla tahakkuk eder… Nesep, süt ve sıhriyet. Nesep yoluyla sabit olur çünkü babanın suyundan yaratılmıştır. Bu durum sizin için söz konusu değildir. Sütle sabit olur çünkü sütannenin sütüyle beslenmiştir ve sütün sahibi sütannenin sütüne sebep olan erkektir (sütbaba). Bu durum da sizin için söz konusu değildir. Ve sıhriyet ile sabit olur çünkü Allah (celle ve âlâ) evlilikle akrabalığı vaz etmiştir. Bu durum da sizin için söz konusu değildir çünkü annenizle eşi arasında şeriatın itibar ettiği sahih bir nikâh yoktur. Zira anneniz Müslüman değildir. Bunun için evlilikleri şeran yoktur. Ve tahmin ediyorum ki fiilen de yoktur. Yani halk arasında imam nikâhı olarak bilinen nikâhları da yoktur.
Binaen aleyh annenizin eşi size ecnebi bir erkektir, mahreminiz değildir.
“Şeriat üvey babaları zevcenin kızları için mahrem kılmıştır. Allah (celle ve âlâ) şöyle buyuruyor:
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ... وَرَبَائِبُكُمُ اللَّاتِي فِي حُجُورِكُمْ مِنْ نِسَائِكُمُ اللَّاتِي دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَإِنْ لَمْ تَكُونُوا دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ...
“…Kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda bir mahzur yoktur…” (en-Nisa, 23)
“Pekâlâ, bu suale konu olan erkek Allah (celle ve âlâ)’nın bu kavline girmez mi?” diyerek itiraz edilse, derim ki:
Hayır! Suale konu olan erkek bu ayete dâhil olmaz. İki sebepten ötürü: Birinci sebep: Çünkü ayetin muhatapları müminlerdir. Zira bu ayeti kerimede beyan edilen mahrem olan kadınlar daha evvel başlayan siyakın dâhilinde zikrediliyor. O da dört ayet evvelinde “Ey iman edenler!” hitabıyla başlıyor. Ama suale konu olan annenin eşi askerdir. Askere hükümde teferruat vardır. Bunu başka cevaplarda izah etmeye çalıştım. Dileyen oraya müracaat edebilir. Ve ikinci sebep: Çünkü sahih nikâh sahibi değildir. Ayeti kerimede konu olan kadınlar ise mümin erkeklerin muteber akitle zevceleri ve kızları da bu nikâh akdinden dolayı üvey kızlarıdır. Bunun için kadınlar ve kadınların kızları muttasıl zamir كُمْ (kum) ile ayetin muhatabı olan mümin erkeklere izafe edilmişlerdir. رَبَائِبُكُم (sizin üvey kızlarınız) ve نِسَائِكُم (sizin kadınlarınız, sizin eşleriniz) deki izafet muteber nikâhtan ve ona terettüp eden sıhriyetten ötürürüdür.
Binaenaleyh sualde konu olan erkek anneyle birleşmiş olması kızını kendisine şeran üvey kız yapmaz. Zira onu erkeğe üvey kız yapan muteber nikâhtır, birleşme değil. Evet! Anneyle birleşme nikâhın sona ermesi durumunda kızının erkeğe helal olması hususunda zabıttır. Ama kızı şeran üvey kız yapan nikâh akdidir. Şöyle ki erkek sahih nikâhlı zevcesiyle birleşmese ama onu boşamasa da kızıyla evlenmesi caiz olmaz. Erkeği zevcesinin kızından engelleyen nikâhtır. Ama birleşmeden evvel zevcesini boşarsa veya vefat ederse o zaman boşadığı veya vefat etmiş kadının kızıyla nikâhlanması caiz olur. Ama birleştikten sonra anneyi boşarsa veya anne vefat ederse kızıyla nikâhlanması ilelebet haramdır.
El mühim, muteber nikâh sahibi olmadığı için annenizin eşi şeran sizin üvey babanız değildir.
İkinci meseleye, ecnebi erkeğe yüzün açılması meselesine gelince, ulema arasında meşhur ihtilaf vardır. Bir kesim ulema yüzün aslen örtülmesini vacip görmezken bir kesim ulema vacip görür. Vacip görmeyenler yüzün örtülmesini sünnetten görmüşlerdir. Fakat fitne durumunda vacip olur demişlerdir.
İki tarafında kendi görüşünü destekleyecek ve karşı tarafın görüşüne itiraz edecek delilleri ve izahları vardır. Bu eski ve derin bir ihtilaftır. Bu mevzuya girmek bu yazıyı çok uzatacaktır. Bunun için muhakkik ulemaya göre güçlü olan görüşün yüzü örtmenin vacip olduğunu söylemekle yetiniyorum. Allahu A’lem. Nitekim vacip görmeyen ulema da yüzün örtülmesini evla ve fitne durumunda da vacip görmektedir.
Şu halde hülasa-i kelam, annenizin eşi size mahrem değildir ve ona yüzünüzü açmanız caiz değildir. Özellikle fitne durumu söz konusuysa, yani eğer şehveti ağır veya şehvetini azdıracak alışkanlıklara sahipse o zaman yüzünüzü açmanız ihtilafsız caiz olmaz.
Dolayısıyla size Allah’tan korkmayı ve gücünüz yettiği kadar sakınmayı tavsiye ederim. Tesettürünüze ve onunla halvet halinde bulunmamaya dikkat etmelisiniz. Muhakkak kadın olmanız ve içinde bulunduğunuz hal itibariyle büyük ve zor bir mücadele verme mecburiyetinde kalacaksınızdır. Ama Allah’ın gücü her şeye ve herkese karşı yeter! Ona sığının, Ondan isteyin! O asla Kendisine sığınan acizleri geri çevirmez ve terk etmez!
Bununla beraber yüzünüzü örtmeye gücünüz yetmeyecekse, tüm çabalarınıza rağmen ev ortamında, günlük aile hayatında aciz kalacaksanız, yüz örtmekle alakalı ulemanın ihtilafından istifade edebilirsiniz. Ama bunu nihai bir çözüm olarak değil bilakis acizliğinizi giderinceye kadar geçici olarak başvurduğunuz bir ruhsat olarak telakki etmelisiniz. Allahu A’lem.