Ümitvar Olmak
Kardeşlerden birisi Şeyh Ebu Katade el-Filistini’ye bir yazı göndermiştir, şöyle demektedir: “Vallahi ey şeyh, sizin ümitvarlılığınıza çok şaşırıyorum!”
Bunun üzerine şeyh şunları yazmıştır:
Beni iyi dinleyin. Yeryüzünde şurayı mücahidler gibi yerine getiren başka kimse bilmiyorum; ne Amerika’da, ne İngiltere’de ne de başka yerlerde…
Frenklerin saldırılarından bu yana tarihte sizden daha üstün bir topluluk tanımıyorum.
Bu çağda İslam ümmeti arasında ahlakı ve güzel davranışlarıyla sizden daha güzel olanını bilmiyorum.
Cahiliyenin battığını İslam’ın ise yücelmekte olduğunu görüyorum.
Din düşmanlarının parçalandıklarını, bizim ise iyi niyetle birlikte bilgisizliğimizi görüyorum…
Bunlardan ötürü Allah’ın izniyle kazanacağız!
Bugün sizler sadece mücahidlerin kötü yanlarını görmektesiniz. İsrail’deki çekişmeleri görmemekte, düşman arasındaki problemleri, fesadı ve bozukluğu görmemektesiniz.
Sadece oturup –Allah’tan bir nimet olmasına rağmen- Bağdadi devletinin ihtilaflarını saymaktasınız…
Ahrar ve Cephetun’Nusra’nın ihtilafından başka bir şey görmemektesiniz. Oysaki Selahaddin ve Nureddin Zenki’nin ihtilafı da böyleydi. Cihadın, problemlerinden başka veçhesini görmemektesiniz.
Allah için, eğer Hizbullah mücahidlere karşı bir başarı elde edebilseydi, Rusya tüm gücünü toplayıp gelir miydi?
Perişan oldular kardeşimin oğulları, vallahi!
Sizden başka kimse kalmadı.
Husilerin karşısında perişan olan Suudi Arabistan, ne durumda olduğunu gördü. Harap bir ordu, hatta harap ordular.
Filistin’i ve orada bulunan insanlardaki psikolojik değişimi görmüyor musunuz? Tağutların hallerini…
Libya harap, Irak harap, Yemen harap, Suriye’de aynı. Harap olmaları, cahiliye merkezinin düştüğü anlamına gelmektedir.
Artık cihad bir polis merkezinin patlatılmasından ibaret değil! Cihad Şam kapılarında, Kuneytıra’da…
Tüm bunlarla birlikte benim ümitvar oluşumu mu kınıyorsunuz?
La ilahe illallah.
Ben Allah’ın yardım elini görmekteyim, bazıları ise beşerin günahkar elini görmekte!
Bu el bize gelecek olsa, Tora bora sonrası Afganistan’da biterdik.
Ben, yirmi sene geriye gideceğimizi söylüyordum. Bu, beşer elinin görüşüdür.
Irak geldi, bu da Allah’ın elidir. Suriye geldi, bu da Allah’ın elidir.
Artık Allah’ın izniyle silinmesi mümkün olmayan bir sayıya ulaştık. Artık bir barınak arayan cemaatlerden ya da kaçaklardan değiliz…
Selam ile ey efendiler.
Tercüme: Muhammed Atta