Korona Döneminde Yapılacak Dua ve Zikirler
بسم الله الرحمن الرحيم، الحمد لله رب العالمين، والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى آله وصحبه أجمعين
Allah Teâlâ’yı zikretmek, kalpten endişeyi, tedirginliği, kederi ve korkuyu giderir ve kalbi rahatlatır, huzurlu kılar. Nitekim Rabbimiz: “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur/sükûnete erer.” (Ra’d sûresi, 28. âyet) demiştir.
Dolayısıyla Koronavirüs’ün yayıldığı bir yerde bulunan bir mümin, hatırına geldiğinde ayaktayken, otururken, yatarken, karada ve denizde, yolculuk sırasında, sıhhatliyken ve hastayken, bütün vakitlerde gücü yettiğince Allah Teâlâ’yı zikretmelidir. Çünkü Allah’ı zikrettiği takdirde Korona’ya karşı biiznillah tedirgin ve endişeli olmaz ve bu afetin beraberinde getirdiği sıkıntı ve zorluklara kolayca sabreder, Rabbine isyanda bulunmaz, bilakis takdirine teslim olup bu durumdan razı olur. Ve yine böylece Allah’ın kaderine olan imanı, yani gökleri ve yerleri yaratmadan 50.000 sene önce kıyamete kadar kainatta olacak her şeyin kaderini yazdığı gibi şayet bu hastalığın kendisine veya ailesine isabet edeceğini ya da isabet etmişse öleceğini yazıp takdir etmiş ise, bunun mutlaka yazdığı zamanda ve miktarda gerçekleşeceğine, uyguladığı hiçbir tedbirin ve önlemin bunu engelleyemeyeceğine ve erteleyemeyeceğine, ama bunları yazmamış ise, durum ne kadar tehlikeli olursa olsun asla tahakkuk etmeyeceğine olan imanı güçlenir ve Allah’a hakkıyla tevekkül eder.
Mümin bilir ve iman eder ki, şerlerden, belalardan, hastalıklardan koruyan (el-Hafîz) Allah’tır ve hastalandığı zaman şifasını veren (eş-Şâfî) Allah’tır. O, musebbibu’l-esbâb’tır; bütün sebepleri var edendir. Fayda veren (en-Nâfi’) ve zarar veren (ed-Dârr) yalnızca O’dur, aldığı hiçbir tedbir ve önlem kendi başına fayda veremez, sadece faydaya sebep olabilir. Ve bunun gibi hiçbir şey de kendi başına zarar veremez, sadece zarara sebep olabilir. Yine mümin iman eder ki, kainatta var olan her şey ancak Allah (azze ve celle)’nin dilemesi ve yaratması ile meydana gelebilir. Her şey O’nun elinde ve O’nun emrindedir. Kainat ve içindekilere hükmeden, bütün işleri idare edip çeviren O’dur. Sadece O’nun istediği olur. O her şeye kadirdir. Kul her anında O’na muhtaçtır. O şöyle buyurmuştur:
“Eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu hiçbir kaldıracak/giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun fazlını geri çevirecek de yoktur.” (Yûnus sûresi, 107. âyet)
“(Onlar mı hayırlı) yoksa kendisine dua ettiği zaman darda kalana icabet eden, kötülüğü gideren ve sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı?” (Neml sûresi, 62. âyet)
O halde mümin, Koronavirüs afetine karşı Allah’tan yardım istemeli, O’na çokça dua etmelidir.
Genel olarak Allah’ı zikredip O’na dua etmenin yanında, Korona’nın yayıldığı yerlerde yaşayan veya Korona’ya yakalanıp da bu hastalıktan kurtulmak isteyenlerin okuyabileceği özel dua ve zikirler gelmiştir. Şimdi bunları maddeler halinde zikredelim:
1) Güneş battıktan sonra gecenin bir vaktinde “Âmene’r-Rasûlü” diye başlayan Bakara suresinin son iki ayetini okumak: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
“Kim Bakara suresinin sonundaki iki ayeti gece vaktinde okursa, bu iki ayet ona yeter.” (Buhârî, Muslim) Yani bu iki ayet şeytanlara, bütün afetlere, şerlere ve zararlara karşı ona yeter, biiznillah bunlardan o’nu korur.
Bazı kimseler bu iki ayetin yatsı namazından hemen sonra ya da uyumadan önce okunacağını söylemektedirler. Evet, bu zamanlarda da okunabilir, ancak bu iki ayetin okunmasını sadece bu zamanlara has kılmak doğru değildir, bunun hiçbir delili yoktur.
2) Sabah-akşam zikirlerini okumak: Bu zikirler, okuyanı için şeytanlara, şerlere, afetlere, bela ve musibetlere karşı sapasağlam bir kale, büyük bir sığınaktır, biiznillah zararlardan korur, güvende kılar.
Ancak bu zikirler arasında özellikle Koronavirüs gibi kötü hastalıklardan biiznillah koruyan şu zikirlere her sabah ve akşam devam edilmelidir:
a) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle söylemiştir: “Her günün sabahında ve her gecenin akşamında 3 defa:
بِسْمِ اللهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
“İsmi(ni zikretmek) ile ne yerdeki ne de gökteki hiçbir şeyin zarar veremediği Allah’ın ismine (sığınırım.) O Semî’dir (her şeyi işitendir), Alîm’dir (her şeyi bilendir.)” diyen hiçbir kul yoktur ki, ona bir şey zarar vermiş olsun (hiçbir şey ona zarar veremez.)” (Tirmizî)
Ebu Dâvûd’un rivayeti ise şöyledir: “Kim bunu 3 defa söylerse, ona sabaha erinceye kadar ani bir bela isabet etmez. Kim bunu sabahladığı zaman 3 defa söylerse, ona akşama erinceye kadar ani bir bela isabet etmez.”
b) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: “Kim akşama erdiği zaman 3 defa:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ
“Yarattıklarının şerrinden Allah’ın tam (eksiksiz, kusursuz, kamil) olan kelimelerine (Kur’ân’a) sığınırım” derse, o gecenin humması (yani yüksek ateşli hastalığı ve keza yılan, akrep gibi zehirli bir hayvanın sokması) ona zarar vermez.” (Tirmizî)
Bilindiği üzere yüksek ateş Koronavirüs’ün en büyük belirtilerinden biridir.
Yine şöyle demiştir: “Kim bir yere (eve veya başka bir yere) girer ve (yukarıdaki zikri) söylerse, o yerinden ayrılıncaya kadar ona hiçbir şey zarar vermez.” (Muslim)
c) Abdullah b. Hubeyb (radiyallahu anh) anlatıyor: “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: “De ki” dedi, ben bir şey demedim. Sonra yine “De ki” dedi, yine bir şey demedim. Yine bana: “De ki” dedi, bunun üzerine O’na: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ne diyeyim?” dedim. Şöyle dedi: “Akşama erdiğin ve sabaha erdiğin zaman 3 defa İhlâs suresini ve Muavvizeteyn’i (Felak ve Nâs surelerini) oku, her şeye karşı sana yeter (bu sureler senden her şerri def eder.)” (Tirmizî, Ebu Dâvûd, Nesâî)
d) Sabah ve akşam 1 defa:
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي دِينِي وَدُنْيَايَ وَأَهْلِي وَمَالِي، اللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وآمِنْ رَوْعَاتِي، اَللَّهُمَّ احْفَظْنِي مِنْ بَينِ يَدَيَّ، ومِنْ خَـلْــفِي، وَعَنْ يَمِينِي وَعَنْ شِمَالِي وَمِنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَـحْتِـي
“Allah’ım! Senden dünyada ve ahirette (günahlarım hakkında) bağışlanma ve (şerlerden, belalardan, afetlerden ve hastalıklardan) güvende olmayı isterim. Allah’ım! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında senden (günahlarım hakkında) bağışlanma ve güvende olmayı isterim. Allah’ım! (Hissî veya manevî) kusurlarımı (gizli şeylerimi) ört (beni rezil etme) ve korkularımdan emin kıl. Allah’ım! Beni, önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, yukarımdan (gelebilecek her türlü bela ve musibetten) koru. Altımdan (farkında olmadan) batırılmaktan (helak edilmekten) azametine sığınırım.” (Ebu Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce)
e) Sabah ve akşam 3 defa:
اَللَّهُمَّ عَافِنِي فِي بَدَنِي، اللَّهُمَّ عَافِنِي فِي سَمْعِي، اللَّهُمَّ عَافِنِي فِي بَصَرِي، لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ، وَالْفَقْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ
“Allah’ım! Bedenime sıhhat ver. Allah’ım! Kulaklarıma sıhhat ver. Allah’ım! Gözlerime sıhhat ver. Senden başka (hak) ilah yoktur. Allah’ım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka (hak) ilah yoktur.” (Ebu Dâvûd)
f) Ebu’d-Derdâ (radiyallahu anh) şöyle demiştir: “Kim sabaha ve akşama erdiği zaman 7 defa:
حَسْبِيَ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ العَرْشِ العَظِيمِ
“Allah bana yeter. O’ndan başka (hak) ilah yoktur. O’na tevekkül ettim. O, büyük arşın Rabbidir.” derse, Allah (dünya ve ahiret işlerinden) kendisini üzen/endişelendiren şeylere karşı ona yeter.” (Ebu Dâvûd)
3) Günün her zamanında, namazda veya namaz dışında, özellikle de icabet vakitlerinde istenilen sayıda okunabilecek Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yaptığı şu dua:
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبَرَصِ، وَالْجُنُونِ، وَالْجُذَامِ، وَمِنْ سَيِّئِ الأَسْقَامِ
“Allah’ım! Alaca hastalığından, delilikten, cüzzam hastalığından ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.” (Ebu Dâvûd, Nesâî)
Koronavirüs de kötü hastalıklardan sayılır.
4) Ebu Hureyre (radiyallahu anh)’ın rivayet ettiğine göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu duayı çokça söyleyerek şunlardan Allah’a sığınırdı ve ümmetine de bunlardan Allah’a sığınmalarını öğütlemişti:
اَللَّهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنْ جَهْدِ الْبَلَاءِ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ، وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ
“Allah’ım! Belanın şiddetinden/ağırlığından, şekâvetin ulaşmasından, kaderin kötü olanından ve düşmanların sevinmesinden (yani kendisi sebebiyle sevinecekleri ve alay edecekleri bela ve musibetlerden) sana sığınırım.” (Buhârî, Muslim)
Bu dua da bir önceki gibi belli bir vakit ve sayıyla sınırlı değildir.
5) Abdullah b. Ömer (radiyallahu anhuma) şöyle demiştir: “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in dualarından biri şu idi:
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ وَتَحَوُّلِ عَافِيَتِكَ وَفُجَاءَةِ نِقْمَتِكَ وَجَمِيعِ سَخَطِكَ
“Allah’ım! Nimetlerinin yok olmasından, (bana verdiğin) afiyetinin (belalara, afetlere, hastalıklara) dönüşmesinden, aniden gelen cezandan ve gazabının hepsinden (seni gazaplandıran her işten) sana sığınırım.” (Muslim)
6) Osman b. Ebi’l-Âs (radiyallahu anh) bir gün Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e bedeninde duyduğu bir acıyı/ağrıyı şikayet etti. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) O’na şöyle dedi: “Elini bedeninden acıyan yere koy ve 3 defa “bismillah” de ve sonra 7 defa:
أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللَّهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ
“Duyduğum ve korkup sakındığım acının/ağrının şerrinden Allah’ın izzetine ve kudretine sığınırım” de. Osman b. Ebi’l-Âs diyor ki: “Bunu yaptım ve Allah bendeki acıyı giderdi.” (Muslim)
Faydalı gelene kadar açıklandığı şekilde bu zikre devam edilebilir.
7) Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh zikri: Bu zikir, Allah’tan yardım ve güç isteme zikridir. Müslüman, Koronavirüs’ün beraberinde getirdiği sıkıntılara ve zorluklara sabredemediğinde, yorgun ve bitkin düştüğü, aciz kaldığı, endişelerini, kaygılarını atamadığı, üzüntüleri kendisini yıprattığı zamanlarda bu zikri çokça söylerse Allah Teâlâ o’na yardım eder, güç verir.
Ve’l-hamdu lillâhi Rabbi’l-âlemîn.